Antakya Kültür ve Tarih Vakfı’nı kurma düşüncesi, 1966 yılından itibaren yayınlanmakta olan Antakya Gazetesi’ni kurumsal hale getirmek ve gelecek kuşaklara emanet etmek niyeti ile ortaya çıkmıştı.

Vakfın kuruluş hazırlıkları son aşamasındayken, 6 Şubat 2023 depremini yaşadık. Yaşanan deprem hepimizi sarstı, büyük izler bıraktı. Yıkım o kadar büyük ve yaygın ki, artık Antakya’da her şeye yeniden başlamak, her konuyu yeni duruma göre değerlendirmek kaçınılmaz oldu.

Deprem sonrası İlk dönemin şokunu atlattıktan sonra,  Antakya Gazetesi’nin web sitesi ve sosyal medya mecraları yeniden yayına başladı. 2023 Yılının Temmuz ayından itibaren dijital mecraların yanında Gazeteyi de basılı olarak yayınlamaya devam ettik.

Yeni durumda kurmakta olduğumuz Vakıf artık sadece Antakya Gazetesi’ni kurumsal hale getirme misyonu ile sınırlı kalamazdı.

Vakıf misyonunu Antakya tarihi ve kültürü ile ilgili erişebileceğimiz ne varsa, orada etkin olmak üzere genişletmeye karar verdik.

Tüzükte gerekli düzenlemeleri yaptık. Antakya Kültür ve Tarih Vakfı olarak, tüm enerjimizi, kaynaklarımızı kullanarak, Antakya’nın tarihi ve kültürünü kaydetmek, arşivlemek, tanıtmak ve zenginleştirmek üzere yola çıktık ve hemen işe koyulduk.

Öncelikli hedeflerimizi, depremin olumsuz etkilerini azaltacak ve Antakya’daki yaşamın normalle dönüşünü hızlandıracak projeleri hayata geçirmek ve/veya bu nitelikteki projeleri desteklemek, olarak belirledik.

Deprem yaraları sarılıp Antakya’da yaşam normale dönmeye başladıkça etkinlik ve projelerimizi kültür-sanat ve Antakya tarihi üzerinde yoğunlaştıracağız.

Antakya’nın yeni imar planı ortaya çıktığında Antakya tarihine ve kültürüne yakışan özel bir tasarım ile “Antakya Kültür Merkezi” inşa etmeyi ve şehrimizi kültür hayatına kalıcı bir eser kazandırmayı hedefliyoruz.

Bu projemizin önü açılana kadar beklemek istemedik. Depremde orta hasarlı olan Sümerler Mahallesi’ndeki Amfi Tiyatro binasını onarmak ve Kültür Merkezi olarak kullanılır hale getirmek üzere bir proje geliştirdik.

Bu projemize Defne Belediye Başkanı Sayın Halil İbrahim Özgün olumlu ve yapıcı yaklaştı. Birkaç ay içinde projeyi hayata geçirip, Antakya’da kültür ve sanat etkinliklerinin yapılabileceği bir tesise kavuşacağız.

Bu merkez, Antakya’daki sanatçıların yapıtlarını geliştirebilecekleri ve zaman zaman sergileyebilecekleri bir yer olmakla birlikte, Antakya’da yaşamın normale dönüş sürecini gönüllü olarak desteklemek isteyen sanatçıların, her türlü etkinliklerine de ev sahipliği yapan bir merkez olacaktır.

Sloganımız “Kültür ve Sanat daha hızlı iyileştirir” olacak.

Antakya ve Antakyalı daha iyi olacak!